Hemen hemen her insan, hayatının belli bir döneminde saçının rengini değiştirmek istemekte ve saçını boyamaktadır. Bu olay insan topluluklarının oluşumundan beri mevcuttur. Saçların boyanması veya renginin açılmaya çalışılması, kökü eski çağlara dayanan uygulamadır. Tarihte Pers'lerin, İsrail'lilerin, Yunanlıların ve Romalıların saçlarını boyadıkları bilinmektedir. Bitkisel kökenli doğal saç boyaları bundan yaklaşık 4000 sene öncesinde mısırda kullanılmıştır. Mısırlılar kınayı sıcak su ile karıştırıp oluşan bulamacı saçlarına sürerek turuncu-kırmızı bir renk elde etmişlerdir. Romalı erkekler ise kurşun parçalarının ekşi şarap içinde bekletilmesi sonucunda oluşan ve günümüzde metalik saç boyası olarak bilinen kurşun asetat yardımıyla beyazlaşan saçlarını boyamışlardır. Romalı kadınlar da saçlarının rengini açabilmek için güneş ışığından yararlanmışlardır.
Sentetik boyaların bulunması ile birlikte saç boyama teknolojisi üzerinde yapılan çalışmalar hız kazanmıştır. Saç boyaları ancak 2. Dünya Savaşı' ndan sonra bugünkü anlamda kullanılmaya başlanmıştır. Sonuçta saç boyalarının evlerde uygulanabilir duruma getirilmesi ile beraber, kadının görüntüsü ve buna bağlı olarak sosyal hayattaki etkisi değişmeye başlamıştır. Hidrojen peroksit (H202) kullanılarak saç renginin açılması ilk defa 1867 yılında Paris'te bir sergide gösterilmiştir, p-phenylenediamine ve H2O2 kullanılarak saçların kalıcı şekilde boyanması işlemi için 1883 yılında Monnef tarafından process patenti alınmıştır. 1888 yılından sonra da kuş tüyleri bu yöntemle boyanmaya başlanmıştır. İnsan saçının bu yöntemle boyanması ilk defa 1890 yılında Paris'te daha sonra 1892 yılında St. Louis - Missouri' de gerçekleştirilmiştir. Yarı kalıcı ve geçici saç boyaları ise tekstil endüstrisindeki gelişmelerin kozmetik endüstrisine uygulanmaya başlandığı 1950'li yıllardan sonra ortaya çıkmıştır. Bütün bu gelişmeler bugünkü modern saç boyalarının temellerini atmıştır.
Saç boyaları saça uygulanan kozmetik ürünler içinde önemli bir yere sahiptir. Bu gün endüstri toplumlarındaki kadınların % 50 kadarı saçlarını boyamaktadır. Saçlarını boyayan kadınların % 50' si beyazları kapatmak amacıyla, geri kalanı ise saçlarına parıltı vermek, doğal olmayan bir renk oluşturmak veya saçın doğal rengini daha koyu veya açık hale getirmek amacıyla boyamaktadırlar. Erkeklerde de son 15 sene içinde saçlarını boyama konusuna gittikçe artarı bir ilgi oluşmuştur. Öyle ki bugün erkeklerin yaklaşık % 5 kadarı saçlarını boyamaktadır. Kullanıcıların % 70'inin yaşı 25'in üstündedir.
İnsan saçının rengi beyaza çalan sarıdan (iskandinav saç rengi) mavi siyaha (uzak doğuluların) kadar değişen geniş bir renk yelpazesine sahiptir. Saç rengi ne olursa olsun, kişiler sahip oldukları saç rengini değiştirmek isteği veya zamanla oluşan beyazları kapamak gibi nedenlerden dolayı saçlarını boyayan karışımları kullanmışlardır. Özellikle orto yaştan sonra, kişilerin saç boyamasındaki en önemli neden kişiler için aynı olmaya başlamaktadır.
Dolayısıyla saç boyaları, kozmetik endüstrisi açısından gittikçe artan bir pazar payına sahiptir. Bu nedenle hem kadınların hem de erkeklerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek amacıyla değişik tipte saç boyaları üretilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder